Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 862 defa okundu.

Kürtçe De Yok Ermenice De… Yine Fransız Kaldık Mı Kendimize?

e-Devlet üzerinden sanırım en çok sağlık takibi yapıyoruz ! Tahlillerimiz, muayene taleplerimiz, aile hekimi ile olan iletişimimiz, ilaçlarımız, bu başlıkta biriken arşivimiz ve…

Haklısınız, çok daha fazlası !

Akıl sağlığımızı tehdit eden ülke şartlarına olan tutsaklığımız bu kullanımı arttırıyor mu, bilmiyorum ama… Sağlık Bakanlığı, bu denli yoğun kullanıma neden olan bir başlıkta, eReçete (özel yazılımıyla, reçetenin tüm format bilgilerini elektronik olarak kaydeden ve elektronik ortamda bilgi akışını sağlayan uygulama) üzerinden HERKESE (!) ulaşmanın yolunu, o HERKES (!) denene ana dillerinde seslenmekte bulmuş !

Hatta Bakan Fahrettin Koca da geçen gün bu konuda bir açıklama yapmış, ülke insanına, MÜJDE vermiş !

Dediği mi ?

“E-Reçetem sisteminde test işlemi tamamlanan diller, dün sabah saatlerinde canlı ortama alınmaya başlanmış olup, tüm dillerin (İngilizce, Almanca, Arapça, Fransızca ve Rusça) canlı ortama alınması bugün tamamlanmıştır… Hayırlı olsun…”

Olsun olmasına da, olmamış gibi !

Anadolu’nun ARAPÇA kullanan insanlarını anladık da,

…İngiliz’i, Rus’u, Fransız’ı ve Alman’ı için bu kadar gayret gösteren bir Ankara, kendi ülke coğrafyasının farklı dillerine sahip halklarını niye bu gayrete dahil etmemiş, bakın bunu hiç anlamadık !

Mesela,

…Kürtler !

Mesela,

…Ermeniler !

Niye bu sistemde, Kürtçe ve Ermenice yok sahi ?

İhtiyaç mı yok ?

Talep mi yok ?

Haklısınız,

…bir ihtimal, hatta büyük bir ihtimal, Ankara’da bu konuda istek yok ! 

Zaten hiç olmadı ki ! 

Bunu en çok da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi kurumsal kayıtlarından anlıyoruz ! Ara ara Kürt Milletvekillerinin kendi ana dillerinde yaptıkları konuşmalardan ! Bu konuşmaların, Meclis kayıtlarına BİLİNMEYEN BİR DİL diye geçirilmesinden !

Bir kitapta okumuştum…

Kürt Edebiyatı’nın önemli isimlerinden, Mehmet Uzun, şöyle diyordu orada;

“Zavallı annem, bir kelime bile Türkçe bilmiyordu… Ve bu bay, KÜRT YOK diyordu ! KÜRT YOK, GÜNEŞ YOK dermiş gibi, AY YOK / YILDIZ YOK dermiş gibi, bir halk nasıl da İNKÂR ediliyordu…”

Bu ülkeyi yönetenlerin zihinlerinde BİLİNMEYEN BİR DİL diye arşivlenen Kürtçe kadar kurban edilen bir diğer dil de Ermenice ! 1915’in gölgesinde, içimizde büyüyen vicdani karanlığa damlamaya devam eden acıları konuşmayı her defasında reddeden bugünkü ideoloji, eReçete’de Ermenice olmasını da uygun görmemiş, ki biz buna da hiiiiiççç şaşırmadık !

Yine de merak ettik…

Sahi,

…sakıncalı mıymış ? Bugün hala BİLİNMEYEN BİR DİL diye tanımlanan Kürtçe’yi, 1915’in Anadolu’su ile hala barışamayan Ankara nezdindeki Ermeniceyi bu toprakların nefes alan dilleri arasında kabul etmek, bir güvenlik açığı sebebi miymiş ? Türkiye’nin anadili olan Türkçe’nin yanına Kürtçe ve Ermenice de eklenince, bu, bölünmeye giden yol mu olurmuş ?

Tamam da,

Ben, sadece Türk değilim ki !

…Kürdüm de !

…Ermeniyim de !

Peki, Ankara için !?

…biz, neyiz sahi ?

Biz, tam olarak neyiz ?

VAR olabilmek için ne yapmalıyız ?

Bizi yönetenlerin YOK listesinden çıkmak için en çok da !