Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Mithat KALAYCIOĞLU
Mithat KALAYCIOĞLU
mikamithat58@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 1596 defa okundu.

Bayram Geldi Ama Yürekler Hâlâ Yasta…

Bir bayram daha geldi… Ama ne çalan davullar eskisi gibi ne de içimizdeki sevinç bayrama yaraşır…

Yaralı bir coğrafyanın, sessiz çığlıklarını duymaya çalışan yürekleriz artık biz.

Bu topraklar, 6 Şubat depremlerinde yitirdiğimiz canların acısıyla bir daha hiçbir bayramı tam yaşayamıyor, yaşayamayacak da…

Elbette Kurban Bayramı’nı birlikte idrak edeceğiz. Ancak o bayram sabahı, yüreklerimizin bir köşesi hâlâ o kara günün enkazları altında kalmış olacak.

Unutmak mümkün mü? Kolay mı?

Bin yıl da geçse bu acılar unutulmayacak! Çünkü kaybımız çok büyük, çünkü hâlâ yaralarımız kanıyor.

Aradan geçen iki buçuk yıla rağmen, insanlar hâlâ konteynerlerde yaşıyor.

Küçücük alanlara sıkışmış hayatlar… Temiz hava yok, umut yok…

Elektrik kesintileri, hijyen sorunları ve üstüne çöken umutsuzluk her geçen gün büyüyor.

Depremin enkazı kaldırıldı belki, ama insanların üzerinden geçmedi o ağırlık…

Bir yandan ekonomik krizin pençesi, diğer yandan vicdansızlık...

Bazı esnaf ve işletmeler, bu zorluğu fırsata çevirmenin peşinde.

Etiketler fırlamış, denetim desen hak getire…

Herkes kafasına göre fiyat koyuyor: “Yersen…”

Çünkü ne denetleyen var, ne de hesap soran…

Şehir şantiyeye dönmüş, toz toprak havada uçuşuyor.

Soluduğumuz hava zehir gibi…

Bugün fark etmiyoruz belki ama yarın soluğumuzun hastalıkla kesileceğini herkes biliyor!

Bakanlar gelip geçiyor. Her geliş bir müjdeyle, her gidiş bir belirsizlikle…

Ama gerçek şu: Hâlâ konteynerde yaşayan insanlar var.

Ve onlara, "Evlerin hazır" denilse bile; nasıl alacak, ne kadar ödeyecek, aynı mahalleye mi dönecek, belli değil!

Kurası mı çekilecek, hakkı mı teslim edilecek, bilen yok.

Vatandaşın kafası karışık, umutları bulanık…

Daha acısı ne biliyor musunuz?

İnsanların arazileri ellerinden alınıyor, çoğu zaman mahkeme kararı bile olmadan…

“Buraya konut yapacağız” deniliyor ama kimin için, hangi şartlarda, soran yok!

Ortada bir belirsizlik var, ama öyle bir şov var ki sanırsınız herkesin anahtarı teslim edilecek villa hazır!

Gerçek ne?

Gerçek şu: Millet, yıkılan evini bir kez daha parasıyla satın alacak.

Ama bu kez, enkazdan çıkarılmış bir geçmişin üstüne…

Bu halk bu kadar aptal değil!

Sadece çaresiz…

Çünkü 6 Şubat sabahı, elinde avucunda olan her şeyini kaybetti.

Ey yönetenler!

Şov yapmayın!

Bu insanların acısını kullanarak rant üretmeyin!

Onlara evlerini makul bir şekilde verin… Ticaret değil, adalet yapın!

Bayram mı diyorsunuz…

Bu insanlar nasıl bayram yapsın?

Evinde çatal-kaşık olmayan adama “Kurban kestin mi?” diye sormak da zulüm değil mi?

Bu halkın kurban alacak parası yok!

Olsa da kavurma yiyecek iştahı kalmamış…

Çünkü acısı var! Çünkü hâlâ yas tutuyor!

O yüzden, önce onların acısını dindirin, sonra bayramdan bahsedin…