Türkiye'deki Tuğlalar... Tuğlaların Altındakiler...
Araştımacı Gazetecilik Vakfı tarafından çıkarılan ‘İçimden geçen zaman’ adlı kitapta, Güldal Mumcu, eşi Uğur Mumcu’nun katledilmesi ardından yaşadıklarını yazmış, o ünlü TUĞLALAR hikayesiyle hepimizi tanıştırmıştı !
Haklısınız, aslında hepimizin bildiği bir hikaye...
Ama önce, okuyalım, hatırlayalım, ardından da konuşalım...
Güldal Mumcu’nun evinde geçtiği söylenen görüşmede yaşanan diyalog, kitapta aynen şöyle anlatılmış:
Güldal Mumcu: “Karşımıza sürekli engeller çıkarılıyor, bir duvar örülüyor sanki...”
Mehmet Ağar: “Evet Güldal, bir duvar örülüyor...”
Güldal Mumcu: “O zaman, bir tuğla çekin, duvar yıkılsın...”
Mehmet Ağar: “Çekemem...“
Güldal Mumcu: “Tuğlayı çekin, kenara çekilin...“
Mehmet Ağar: “Yapamam, onu da yapamam..."
Güldal Mumcu: “Soruşturma için yeni bir ekip kurulmasını sağlayabilirsiniz belki...”
Mehmet Ağar: “Kusura bakma Güldal, yapamam...”
Bu; söylenen, paylaşılan, OLDU denen ama, eldekinin GERÇEK sayılabilmesi için, konuşmanın tüm taraflarının EVET BU BÖYLE OLDU demesine ihtiyaç var... Zira Güldal Mumcu "EVET BU KONUŞMA OLDU" dese de, BUNLAR SÖYLENDİ diye de eklese de, Mehmet Ağar, bu konuşmayı da içeriğini de reddetti...
Belki de bu yüzden,
...Uğur Mumcu cinayetinin üzerine serili tuğlalar hala yerinde, gerisindeki gizem de, gölgelere sinen yüzler de, tetiğe dokunan ellerin işbirliğine dair fotoğraflar da, o fotoğrafları hala bir yerlerde saklayanlar da !
24 Ocak 1993'ten bu yana süren karanlığın Türkiye'sinde, konumuz, cinayete dair o tuğlalar aslında, başka başka yerlerde de biriken, brikmeye devam eden o tuğlalar, o tuğlaları hazır edenler, taşıyanlar, örenler, örenleri bilenler, bilenleri bilenler, gölgelerde bekleşenlerden haberdar olanlar, planlayanlar,
...ama hep de susanlar !
"Konuşursam yer yerinden oynar" diyenlerin anlaşmış gibi hep sustuğu bir oyunun neresinde peki, Halil Falyalı / Cemil Önal cinayetleri ? Yasaklı bir konu başlığı, biliyorum, zaten derine de dalamıyorum, sadece kıyısında yüzüyorum, ama buna rağmen yükselen koku çok ağır, nefes bile alamıyorum...
Ne dersiniz,
...birileri, buradaki cinayetin de üzerini tuğlalarla mı ördü ?
Susturdu ve bunun karşılığında ödülünü mü aldı ?
Peki, kim susturdu, ödülü ne oldu ?
Ödülü verenler kimlerdi ?
Korkutucu olan, birilerinin, ama bilen birilerinin, şahit olan ama susanların, gerçeğin önünde yükselen o duvarlardan bir tuğla çekmesini bekliyoruz, ama bir tuğlanın beklentisinde de on yılları tüketiyoruz...
Bugün, aynı şey, kendini fesh ettiğini açıklayan PKK başlığında da yaşanıyor... Garip bir şekilde, PKK da Ankara'daki AKP / MHP cephesi de ZAFER KAZANDIK açıklamaları yapıyor... Tamam da, KAZANDIK denilen o zaferin KAZANIMLARI ne, bunlar da açıklanacak mı ?
Yoksa burada biriken tuğlalar için de aynı hikayeyi tekrar mı edelim ?