Seçim Yasaklarında.... Erdoğan Ve AKP Nerede?

31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri için geriye sayıma başladık ! Siyasi partilere kalsa, belediye seçimleri değil de geleceğimiz için sandığa gidiyoruz ! Biz onlardan; yapacakları yolları, parkları, ekecekleri çiçekleri, yeni metro hatlarını, trafik çilesine yönelik çözümleri, daha temiz havaya sahip şehirleri, olası bir depreme hazırlığı dinlemeye çalışırken, onların derdi ya VATAN/MİLLET meselesi ya birbirlerinin açıkları ya da GAZZE ! "Beni seçerseniz Gazze de bayram yapacak" deyip de alkış bekleyenler dahi var aramızda ! Suriyeli göçmenlerle değişen nüfus yapısına karşı BEN VARSAM hikayesi yaratıp, seçmeni de bu yolla korkutup seçilmeye çalışanlar da ! 

Onlara bakıp da KİMLERE KALDIK diyesim var aslında...

Ama BUNA DA ŞÜKÜR diyesim de !

Konumuz, seçimler madem, 31 Mart saat 23.59’da sona erecek seçim yasaklarını da konuşalım mı ?

Aslında ŞU YASAK / BU YASAK denen uzunca bir listemiz var da... Benim ilgimi en çok; Bakanların ve Milletvekillerinin, yurt içinde yapacakları seçim propagandası ile ilgili gezileri, makam otomobilleri ve resmi hizmete tahsis edilen vasıtalarla yapamayacak olmaları çekiyor ! Bu maksatla yapılacak gezilerde, protokol icabı olan karşılama ve uğurlama törenleri de asla yapılamayacaklar listesinde ! Resmi ziyafetler de ! Bu arada, Bakanlar, Milletvekilleri ve adayların seçim propagandası kapsamındaki gezilerine hiç bir memur katılamayacak...

Peki, bu YASAK denilenleri Yüksek Seçim Kurulu (YSK) mu takip edecek ?

Şunu sorayım mesela;

...Erdoğan, daha düne kadar, Cumhurbaşkanlığı makam uçağıyla gittiği şehirlerde AKP Genel Başkanı olarak konuşurken, ki eğer bu duruma böyle devam ederse, Yüksek Seçim Kurulu'ndan KİM buna müdahale edebilecek ? 

...Bakanların, belediye başkanlarına destek gezileri kapsamında gittiği şehirlerde Valiler tarafından karşılanma, ağırlanma ve hatta Valilerin bu seçim gezilerine iştirak etme durumlarına, Yüksek Seçim Kurulu'ndan KİM müdahale edebilecek ?

...31 Mart gecesine kadar partisi AKP adına seçim ve propaganda mitinglerine devam etmesi beklenen Erdoğan'ın, bu süre içinde, devlet kaynaklarından uzakta bir seçim süreci geçirmesini denetleme noktasında, Yüksek Seçim Kurulu'ndan KİM müdahale edebilecek ?

...Yorgun ve yoksul demokrasimizin ortasına pimi çekilmiş bombalar gibi atılan, “Bizim olmadığımız bir büyükşehir belediyesi, kusura bakmayın, açık konuşuyorum... Doğalgazı nasıl getirecekler ? Biz varsak doğal gaz var, biz yoksak doğalgaz yok” türünde açıklamalarla, seçmeni, devlet kaynaklarıyla muhalefet arasında seçime zorlayan Erdoğan söz konusu olduğunda, Yüksek Seçim Kurulu'ndan KİM buna müdahale edebilecek ?

Ankara'dan İzmir'e, İstanbul'dan Hatay'a, AKP için de CHP için de adeta VAR olabilme savaşına dönen 31 Mart seçim süreci boyunca, açıkçası ne Erdoğan'ın ne de Bakanlarının bu yasaklara aldırış edeceğini düşünmüyorum bile ! 

Hatta daha dün, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya kendisi paylaşmış, buna dair bir seçim destek gezisini...

"İstanbul’umuzun incisi Silivri’de kıymetli esnaf kardeşlerimizle, vatandaşlarımızla, büyüklerimizle, gençlerimizle bir araya geldik, hatıra fotoğrafları çektirdik ! Yıldızı her geçen gün parlayan Silivri’mizin Belediye Başkanı ve 31 Mart’ta Cumhur İttifakımızın Belediye Başkan adayı Volkan Yılmaz kardeşimizle birlikle, ilçemizin sokaklarını, caddelerini gezdik..."

Bakan Ali Yerlikaya, bu seçim destek gezisine makam arabasıyla geldi ! Bakanlık korumalarıyla geldi ! Bakan olarak ziyaretlerini gerçekleştirdi ! Ama AKP için propaganda yaptı ve tekrar Bakanlığa geri döndü !

Bu ve bunun gibi örneklerin kalabalığında, Yüksek Seçim Kurulu nerede durur sahi ?

AKP'nin, seçmen tercih kağıdında, yine ve her zaman ki gibi 1. sırada çıktığı TESADÜFLERİN ülkesinde, onlardan da her zaman ki performansı bekliyorum açıkçası ! Bu, aynı şeye benziyor... Hani geçen gün, Deprem Konutları Kura ve Anahtar Teslim Töreni'ne katılan Erdoğan'la görüşmesi sağlanan depremzede bir kadına teslim edilen evin anahtarı sonrası, Erdoğan tarafından soruluyor ya,

..."Dairenizi gördünüz mü?" diye ! 

Depremzede kadın, ardından, "Şu an görmedik" diyor !

Yok, cevap, istendiği gibi olmuyor ve hemen uyarılıyor ! Depremzede kadın, şaşkın, "Burayı gördük yani... Gördük, çok güzel ! Allah devletimize, milletimize zeval vermesin" deyiveriyor..." Ekrandan konuşan Erdoğan, memnun ! Kadına mikrofon tutan ve olası bir azardan kurtulanlar da !

Görüşme, başarıyla (!) sona eriyor !!!

YSK, depremzede kadına mikrofon tutanlardan farksız aslında !

Korkutucu olan da bu galiba...

Hiç kimse, Erdoğan'ın beklediği / istediği / onay vermeyeceği cevapların ötesine geçemiyor ! O yüzden midir bilinmez, onun kafasındaki ülkede yoksulluk da çok farklı bir formatta sunuluyor ! 2022'yi hatırlıyorum da ! Ekonomik krize ilişkin eleştirilere tepki göstermiş, "Şimdi birileri çıkıp, ‘aç kaldık’ diyor ! Ya vicdansızlık yapma ! Ne aç kaldın ! Aç kalan falan yok" diye konuşmuştu ! Anlayacağınız; onun ülkesinde AÇ yok, yoksulluk için BAĞIRANLAR yok, demokrasiden ŞİKAYET eden yok, hukukun adaletinde payına düşenden ŞİKAYET eden yok, mahalle pazarlarında YOK yok, marketler ağzına kadar dolu, maaşlar şişkin, devletin itibardan asla tasarruf etmeyen hali ise her daim görkemli ! 

Böylesi bir inanışa hizmet edenlerin ülkesinde, depremzede kadına kaş göz işaretiyle cevap değiştirtenler şaşırtmasın sizi o yüzden !

YSK da şaşırtmasın !

O yasaklar, ne Erdoğan'ı ne de AKP'yi kapsamıyor !