Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 642 defa okundu.

Gazze’deki Hastaneden… Hatay’daki Hastanelere…

Gazze’deki El Ehli Hastanesi’ne yapılan saldırı ve ölen yüzlerce masum insanın ardından hepimiz tepki gösterdi, olana bitene, sivilleri hedef alanlara, yaşanan vicdansızlığa !

En büyük tepki, Ankara’dan geldi…

Önce biraz okuyalım mı, ne demişler, ne hissetmişler, ona bir bakalım…

Cumhurbaşkanı / AKP lideri Erdoğan :

“Gazze’de yaşanan ve tarihte benzeri olmayan bu vahşeti DURDURMAK için tüm insanlığı harekete geçirmeyi davet ediyorum…”

Dışişleri Bakanlığı:

“Bu zihniyetin, uluslararası hukuk önünde ve vicdanlarda HESAP VERMESİ kaçınılmazdır…”

AKP Sözcüsü Ömer Çelik:

“İsrail güvenlik güçleri, en temel İNSANİ değerleri hiçe saydığını tüm dünyaya göstermiştir…”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş:

“Bu ağır İNSANLIK SUÇUnun ateşinin tüm dünyayı sarmasına, insanı insan yapan her ne varsa teker teker, saniye saniye çürütüp öğütülmesine ne kadar sessiz kalacağız ?”

AKP İstanbul İl Başkanı:

“İlke yok… Hukuk yok… İnsanlık yok… Hastaneleri bile hedef alarak insanlık suçu işleyen bu bebek katilleri, vicdanın derin mahkemelerinde YARGILANACAK ve bu katliamların hesabını vereceklerdir…”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca:

“Bu saldırı, 21. yüzyılda uygarlığın geldiği nokta açısından UTANÇ vericidir…”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu:

“Bunun adı savaş suçudur, bunun adı katliamdır, bunun adı DEVLET TERÖRÜdür…”

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan:

“Gazze’de yaşanan insanlık suçlarına tepki göstermeyen herkes, bu katliamın SORUMLUSU konumundadır…”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.

“Gazze’de, kahredici ve korkunç bir trajedinin bütün komplikasyonları yaşanırken, maalesef dünya SESSİZ ve seyircidir…”

Bu açıklamalar, sadece dikkat çekenler, ki bir de Türkiye genelinde, Gazze’de hedef alınan hastaneye yönelik saldırıya ve yüzlerce sivilin ölmesine tepki şeklinde düzenlenen protesto gösterileri var, ölen yüzlerce kişi gıyabında kılınan namazlarda bir araya gelen on binler de !

Allah rahmet eylesin…

Geride kalanlara sabır diliyorum…

Söyleyenler haklı, yaşananlar bir vahşet…

Buna sebebiyet verenler mahkemelerde hesap vermeli !

Askeri ve siyasi sorumluları ise o hesabın dışında bırakılmamalı !

Aynı Hatay gibi aslında, tüm bu dilekler…

NASIL YANİ, demeyin !

6 Şubat depremlerinde, yaşadığım şehrin hastanelerinde çok sayıda masum insan can verdi ! Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Bina’da 72, Ana Bina’da 80 ve İskenderun Devlet Hastanesi Ek Bina’da 80’nin üzerinde hasta ve personel yaşamını yitirdi ! Bu ölümleri Ankara gibi KADER PLANININ BİR PARÇASI olarak değil, ama KATLİAM olarak değerlendirdik, biz Hataylılar !

Niye mi ?

Bu binaların olası bir depreme dayanıklılığını sorgulayan BİLİRKİŞİ RAPORLARINA ve bu konuda sık sık yapılan personel uyarılarına rağmen, depreme kadar hepsi açık tutuldu, eldeki risk de endişeli paylaşımlar da halının altına süpürüldü, ne ek bir denetime ne de ek bir güvenlik çalışmasına gerek duyuldu !

Bu, açık açık ÖLÜMe davetiyeydi !

Depremin yıktığı Hatay’ın hastanelerinde GÖZ GÖRE GÖRE yaşanan ölümleri ALLAH’tan bilen ve KADER diye geçiştirenlerin Gazze’de yaşanan hastane saldırısını KATLİAM olarak görmesi ve SUÇLULAR CEZALANDIRILSIN hassasiyeti ile yürümesi, o yüzden hiiiiiç SAMİMİ değil ! 

Sahi,

…Gazze’deki El Ehli Hastanesi’ne yapılan saldırıya SESSİZ kalamayanlar; Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Bina’da 72, Ana Bina’da 80 ve İskenderun Devlet Hastanesi Ek Bina’da 80’nin üzerinde insan, BU BİNALAR DEPREME DAYANIKLI DEĞİL uyarılarının hiçe sayılması yüzünden ölürken niye SESSİZ kaldılar ? Niye, kendi ülkesinin hastanelerinde bile bile ölüme gönderilenler için yürümediler ? Niye, benzer açıklamalarla sorumlulardan hesap sormadılar ? Tüm bu hastanelerden sorumlu kişi, makamını siyasi sevdası yüzünden terk ederken ve geride de yıkılmış / çaresiz bir kent bırakırken, nasıl oldu da bu durumu normalleştirdiler ? Aynı kentin Valisi benzer bir yolu izleyip, sorumluluğunu üstlendiği insanları depremin enkazları arasında bırakıp giderken, bugün Gazze hassasiyeti ile ayağa kalkanlar, niye olan bitene ayar verme gereği hissetmediler ?

Niye ?