Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 829 defa okundu.

Atatürk De Yok ! Hz. Muhammed De !

Atatürk yaşasaydı bugün, Cumhuriyet’in yorgun düşmüş ilkelerini ve devrimlerini yeniden ayağa kaldırmak için ne yapardı, onları yorgun düşürecek kadar yıpratanlara NE DERDİ ? Bir taraftan ‘Atatürkçü’ geçinip diğer taraftan onunla savaşı hala devam edenlerle GÜÇ ve İKTİDAR uğruna ittifak yapanlara NE SÖYLERDİ ? Genç Cumhuriyet ile beraber kapatılan tekke ve zaviyelerin, cemaatlerin ve tarikatların ülkenin başkentinde artan etkileriyle beraber, yeniden, ama farklı şekillerde palazlandığını görse, buna izin verenler için kelimeleri NE OLURDU ?

Dini özgürleştirme adı altında, devlete din elbisesi giydirenlerin memleketinde söylenecek çok şeyi olurdu sanırım ! Hatta bugünün Türkiye’sinde göğsünü gere gere, Atatürk’ün özgürleştirdiği ve kimlik kazandırdığı kadını GÜNAH ögesi olarak görenler ve erkeğin abdestini bozan varlıklar olarak işaret edenler için de okkalı bir şeyler paylaşırdı !

Göğsünü gere gere dedik de, onlardan birinde duralım mı ?

Ankara’nın bol sıfırlı bütçelerle zenginleştirdiği Diyanet olan biteni tüm kayıtsızlığıyla izlerken, sessizliğiyle de adeta eldekini onaylarken, en az göğsü kadar kelimelerini de gere gere bizlerle sık sık paylaşan, cemaatlerin ve tarikatların en gözde isimlerinden, Cübbeli Ahmet Hoca’da duralım !

O anlatsın, hayallerindeki ülkeyi, kadınları, hayatı…

Aslında çok şey söylese de, onlardan birinde duralım…

İşte o kelimeler;

“Kadınların çalışması, çok büyük bir FİTNE FESATLIK, günah ! Misli yok ! Kadınlar kendi aralarında çalışsın, okul kursun, ama erkek sinek girmeyecek ! Ben ona bir şey demiyorum ! Ama kadının erkek ortamında çalışması… Böyle bir fesat varken, memleket düzelir mi ? Her şey buna bağlı ! İşsizlik buna bağlı, erkeklerin maaşındaki düşüklük buna bağlı, ekonominin bozukluğu buna bağlı !

Ya, Allah’ın buyurduğunu yapsalar, düzeleceğiz !

Vallahi düzeleceğiz !

Yapamazlar ! Ödleri kopuyor ! Amerika’dan, Avrupa’dan, oradan, buradan ! Kurban olduğum İslamiyet… Mevlanın kanunları taptaze duruyor, hiç eskimez ! Kur’an ortada ! Hadisler ortada ! ‘Dönün sünnetime’ diyor, ‘dünyanın gavurunun sizden ödü kopacak’ diyor ! Dönemiyoruz…”

Haklısınız, bu, oldukça fazla paylaşılan bir Cüppeli videosu ! Eskilerden, ama bugün söyledikleri de çok farklı değil, hatta diğer cemaati yapıların söyledikleri de hiç farklı değil ! 

Siz de benim gibi merak ediyorsunuz tabi, Atatürk Cumhuriyeti’nin bütçesinden en fazla pay alan kurumlardan biri olan Diyanet İşleri Başkanlığı, tüm bunlar güle oynaya topluma enjekte edilirken “ne yapıyor” diye !

O, bir şey yapmıyor, ama bizler bir şeyler söyleyelim mi ?

Hani madem SÜNNET’ten bahsediyor zat-ı muhterem !

Mesela, en başta yaptığımızı, hani Atatürk yaşasaydı dedik ya, onu bu defa Hz. Muhammed için yapalım ! Sahi, Sevgili Peygamber NE derdi, bugün İslam’ın sermayesinde GAVUR diyerek aşağıladıkları toplumların ürettiği her türlü lüksü kendi madde dünyalarını renklendirmek için kullanan, İslami oligarşinin bu en tepesindekilere ? Milyonluk arabaların rahat arka koltuklarında, şoförlü arabalarında keyif yapan, bunu yaparken de onlara biat edenlere ŞÜKREDİN deyip, fakire 500 sene öncesinden cennet vadedenlere NE derdi ? Kadının erkeklerle aynı iş ortamında olmasını GÜNAH olarak kabul edenlere, ilk eşi Hz. Hatice'nin ticaretle uğraştığını ve Mekke'nin en zengin tacirlerinden biri olduğunu hatırlatır mıydı ?

Merak ediyorum,

…Peygamber bugün yaşasaydı, bugün kendini İNSAN TANRI gibi sunan, ona inananları Allah adına günahlarından arındıracak kadar kudretli olduğunu sanan, hatta hurmayı hafif dişleyip de yanındakilere KUTSAL bir şeymiş gibi veren, bol bol el öptüren, yürüdüklerinde insanların her iki yana ayrıldığı, hatta gücünü gösterebilmek için en pahalı arabalara binenlere NE derdi ? Giydikleri kıyafetleri dışında, şaşalı hayat tarzları ve tüketimleriyle ona asla benzemeyenlere NE tavsiye ederdi ? Bugün Allah’ı da, Kur’an’ı da dillerinden düşürmeyenlerin siyasetin içine kadar soktukları dinle yarattıkları, ama kontrol edilemeyen bir açlık da yaratan sermaye konusundaki paylaşım savaşları için NE söylerdi ? Kul hakkının yoksulluğunu dibine kadar yaşayan bir memleket coğrafyasında, kola takılan 500 bin liralık çantaları, 750 bin liralık saatleri o Müslümanlığın neresine koyardı ? Caminin içine kadar korumalarıyla giren ve namazını da kendi protokolünü uygulayarak herkesin önünde kılanlara nasıl çeki düzen verirdi ? Açlık ve yoksulluk sınırı altındaki halkı yeterince beslenemezken, onlara sürekli ŞÜKREDİN tavsiyesinde bulunan TOK yöneticileri nasıl kendine getirirdi ?

Evet, bugün

Atatürk de yok, Hz. Muhammed de !

Ama her ikisinin yokluğunda yanlışımız da çok !

Bile isteye yaratılan o boşlukları dolduranlarımız da !

O boşluklarda birikenlere CENNET vadedenlerimiz de !

Günün son sorusu, fakirin zenginden 500 sene önce cennete gireceğini müjdeleyen zengin cemaat ve tarikat temsilcilerine gelsin ! Sahi, sizi o 500 sene önce cennete girme avantajından bu denli alıkoyan ve dünya zenginliğine mahkum (!) eden gereklilik (!) ne ?