Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 34 defa okundu.

AKP, MHP, CHP... Sahi, Hangisi Değişmedi?

2002'de başladığı siyasi serüveninde neredeyse çeyrek yüzyılı tamamlayacak hale gelen AKP için, başladığı o ilk dönemlerde, bugün söylediklerimizin neredeyse hiç birini söylemiyor, aksine, yeni bir Özal dönemi gibi sunulan HERKES sloganında BİZ olma çabasını omuzluyorduk...

Bu yüzden de OY verdik, çünkü umuttu...

Hatta ikinci dönemine de oy verdik, çünkü hala BİZ'di...

Ardından, 

...yıllar içinde değişenlerde durduk, maaşı kirasına bile yetmeyen bizlere porsiyon hesabı yapanları düşündük, 'İTİBAR' diyenlere 'BÖYLE OLMAZ' dedik, ama korktuk da, sindik de, sindirildik de ve en sonunda da o yaratılan BİZ'den koptuk !

Dün, AKP'ye, o BİZ için oy verenlerdik... Bugün, MUHALİF olduk ! Hatta internet üzerinden yazılarına erişimin engellendiği, okuyucularıyla iletişimi bile isteye kesilen gazetecilerden olduk... Yanlarında duran gazetecilerin, alfabenin 29 harfini özgürce ve umarsızca kullanabildiği bir ülkede, aynı alfabenin ürettiği kelimelerimize gözaltılar yaşadık, tutuklandık... İşi, gerçeği bulmak için SORGULAMAK olanların soruşturmalar geçirdiği bir coğrafyada, gazetecilik, talimatla haber sevislerinin yapıldığı bir meslek halini alırken, talimat dışı kalan gazeteciler olarak hedef haline getirildik... Hatta öyle bir hale geldi ki olay, sokaktaki vatandaşa kendi yorgun gerçeğinde mikrofon tutanlar olarak, sokaklarda 'terör estirmekle' suçlandık... 

KRAL ÇIPLAK diyen herkesi susturanların ülkesinde,

ben,

...bir vatandaş olarak, artık nefes dahi alamıyorum !

...bir emekli olarak, ADAM gibi yaşayamıyorum !

...bir gazeteci olarak, 'özgürce' yazamıyorum !

Sadece AKP mi ?

Geçmiş tarihin o ünlü seçim meydanlarının AKP karşıtlığında neredeyse tüm ödülleri toplama becerisine sahip MHP'ye ne demeli sahi ? Devlet Bahçeli'nin, Erdoğan ve liderliği için OLMAZSA OLMAZ deyişi için, beynimiz su kaynatmadan, nasıl düşünmeli ? Elindeki İDAM İPİyle Abdullah Öcalan'a ÖLÜM sloganları attırdığı zamanları hatırlarken, bugün aynı Öcalan'a siyaset ve özgürlük yolu açması için neler söylemeli ? 17-25 Aralık operasyonlarını seçim sloganı haline getirip, TEMİZLENMELİYİZ diyen ve YARGILANACAKLAR diye de ekleyen aynı MHP'nin, bugün kayıtsız şartsız AKP ile yan yana ilerlemesine, her şartta destek vermesine nasıl bir çerçeve bulmalı, içine nasıl bir resim yerleştirmeli ? Daha 10 sene öncesine kadar, "...PKK’yla kimin pazarlık yaptığı, İmralı canisine kimin teslim olduğu, mehmetçiklerimizi, polislerimizi arka arkaya şehit eden kanlı elleri kimin tuttuğu esasen ortadadır" diyerek duruşunu net bir şekilde ortaya koyan MHP'nin, bugün aynı İMRALI CANİSİ'nin liderlik ettiği barış (!) yoluna kapıyı aralamasına bakıp, BU NEDENLE diyebileceğimiz ne tür bahaneler bulmalı ? 

Hepsi bir tarafa,

...Erdoğan için "Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri" diyebilecek kadar ileri gidebilen bir MHP'de siyaseten nasıl bir kırılma yaşanmış olmalı ki, bugün hala akıl sır erdiremediğimiz sürecin gönüllü mimarı oluverdiler ?

Bir kaç ay önce parti üyeliğinden istifa ettiğim CHP mi ? 

Kendi içinde yaşadığı kaynamaları, homurdanmaları, çatışmaları, cepheleşmeleri, restleşmeleri bir türlü dizginleyemeyen CHP mi ? Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınıp tutuklanmasına sebebiyet veren dosyaların bazı CHP'liler eliyle ilgili adreslere ulaştırıldığını söyleyen Erdoğan noktasında kendini yeniden inşa eden CHP mi ? Ankara'daki ofisinden partiyi yakından izleyen Kemal Kılıçdaroğlu'nun, yaşanan her olumsuzluğun arkasındaki isim olduğuna dair söylemlerle fırtınası hiç dinmeyen CHP mi ? Neredeyse kayyum atanacak hale gelen / getirilen partinin gergin geçen kurultayında oy kullanan Özgür Özel'in, gülümseyerek sandık pozu vermesiyle servis edilen CHP mi ? Aynı kurultayın İPTAL edilmesi için dava açanlar arasında bulunan, partiden ihraç edilen, ama o ana kadar Özgür Özel ve ekibi tarafından Hatay halkına inat aday yapılan Lütfü Savaş ve hikayesinin yarattığı CHP mi ? Muhalif siyasete, özgürlüklere, medyaya, neredeyse konuşan ve eleştiren herkese yönelik tüm baskılara rağmen Erdoğan'ın ayağına kalkma hususunda kendi partisiyle bile kavga etmekten çekinmeyenlerle 'gelenin gideni arattığı' CHP mi ? Kayyum uygulamasına karşı yıllarca YARDIM EDİN diye bağıran Kürt siyasetini duymazdan gelen, ama sıra ona gelince ancak ayağa kalkan CHP mi ?

Beni yönetenler (!) de yönetmeye aday (!) olanlar da, yok, UMUT değil...

Peki, ne olacak o zaman ?

Umudu terk mi edeceğiz ?

Yoksa vaz mı geçeceğiz ?

Haklısınız, yorulduk, çooooooook yorulduk, hatta yolda kaldık, ama vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz da...

Onların vereceği umudu madem istemiyoruz, o zaman o umudu yeniden inşa edeceğiz...

Kader planının bir parçası olarak değil, ama kadere hükmedenler olarak...

TOK'ların AÇ'ları olarak değil, ama eşit yurttaşlar olarak...

Düşünün...