Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 68 defa okundu.

TUTUKLANSIN Diyenler! BENDENMİŞ Diyenler...

Klasik gazete okuyucuları olan hepimiz için yepyeni haber kaynakları oluverdiler, sosyal medya üzerinden paylaşım yapanlar, en çok da sokaktaki vatandaşa mikrofon uzatıp da anlık tepkileri toplayanlar...

Haklısınız,

...o tepkiler bazen kantarın topuzunu kaçırıyor !

Birikenlerin kontrolü, o anlarda hep çok zor oluyor !

Bunun en net örneği, Dilruba Kayserilioğlu... Bir sokak röportajında, Instagram'a getirilen erişim engeli yüzünden kullandığı bazı eleştirel ifadeleri yüzünden, Cumhurbaşkanına hakaretten önce gözaltına alındı, ardından tutuklandı ve bir süre cezaevinde kaldı ama, söylediklerinden bir adım bile geri atmadı...

Sıradaki ise orta yaşlarda, emekli bir vatandaş... Yaşadığı geçim derdini, ekonomik krizi ve yorgun ruh halini aktarırken, ona sokakta uzatılan mikrofona, Erdoğan'ın bir dönem çooook tartışılan diploma olayını gündeme taşıdı, GEÇİNEMİYORUM dedi, orantısız zenginleşenlere işaret etti... 

Konuşurken, tutuklanmayı bile göze aldığının altını çizdi ve evet, tutuklandı...

Peki, neden bunları yaşıyoruz ?

Niye herkes bu kadar öfkeli ?

Zor geçiniyoruz, sebep bu olabilir mi? Ay sonunu bırakın, ay ortasını bile artık getiremiyoruz, sebep bu olabilir mi ? Yaşanan her felakette adalet beklentisini rafa kaldıranlar olduk, sebep bu olabilir mi ? Açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşamaya zorlanan bedenlerimiz de ruhlarımız da isyan ediyor, sebep bu olabilir mi ? Geceliği 50 bin TL olan odaları TÜM HAZIRLIĞIMIZI TAMAMLADIK diyerek pazarlayan lüks bir otelde yangına hazırlık yapmayanların denetimsizliğine onlarca insanını kurban verenler, hala tek bir kurumsal sorumlu bile bulamadı, sebep bu olabilir mi ? Yaşanan son deprem felaketinde bile Ankara'dan servis edilen İBAN numaraları üzerinden toplanan bağışlarla eksikler tamamlanırken, başka bir ülkede yaşanan deprem için yardım uçağı kaldırılıverdi, sebep bu olabilir mi ? PORSİYON KÜÇÜLTÜN denilen, ara ara simit hesabıyla NASIL DOYABİLECEKLERİ anlatılanlar, küçültecek porsiyon bile bulmakta zorluk çekiyor artık, sebep bu olabilir mi ? Siyasetteki rahatlığın ortasında artık iyiden iyiye unutulan istifa mekanizmasının yokluğunda kantarın topuzunu asıl kaçıranlar, Ankara'ya demir atmışken, sebep bu olabilir mi ? On yıllara uzanan terör acılarının orta yerinde birikmiş milyonlar, o acının yaratıcılarını TBMM'ye taşımaya çalışanları izlerken, öfkeli, sebep bu olabilir mi ? Onun gibi düşünmeyen, düşünmek zorunda da olmayan kendi vatandaşına SÜRTÜK diyen, CİBİLLİYETSİZ diye de ekleyenlere cevap bile veremeyen, verirken de korkanların ülkesi olduk, sebep bu olabilir mi ? Ülkenin emeklisine verdiği 14 bin TL emekli parası için ELDEKİ BU diyen, ama yasal olmadığı halde VEKİL EMEKLİLİĞİne nokta koyamayanlar, özenle beslenen fakirliğimiz üzerinden hala oy devşirme peşinde, sebep bu olabilir mi ? Bir tarafta, TBMM lokantasının yüzlerce çeşittten oluşan zengin menüsünün toklarını, diğer tarafta ise belediyelerin 4 çeşit yemeğe 40 TL denilen kent lokantaları menüsü önünde sıralananları izliyoruz, sebep bu olabilir mi ? 15 Temmuz'un cemaati gölgesinin karanlığı bugün başka başka isimlar altında devam ederken, NE İSTEDİLER DE VERMEDİK diyenlerin hiç bir şey olmamış gibi hayatlarına kaldığı yerden devam ettiği bir ülkede, çok soru hala cevapsız, sebep bu olabilir mi ? Kendi vatandaşına bile yetmeyen devlet bütçesini 10 yılı aşkındır milyonlarca sığınmacıyla paylaşmayı BÜYÜK DEVLET olgusuyla paylaşanların, o büyüklüğü, BÜYÜK BÜYÜK evlerde oturmak olarak algıladığı bir memleket gerçeğinde, sebep bu olabilir mi ? Pazara gidip de pazar filesine bir kaç domates, meyve ve sebze atabilenlerin hikayesinde, kendi tokluklarını İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ'la açıklayanlar var, sebep bu olabilir mi ? 

Anlayacağınız,

...siyasetçi de çok öfkeli, vatandaş da !

Kantarın o kaçan topuzu da hepimizin ortak hikayesi gibi !

Soru net o halde...

Biriken öfkelerimizle birbirimizle kavga edip, sindirmeye devam mı edeceğiz, yoksa o öfkelerin asıl sebeplerinde durup, ortak bir hayatı inşa mı edeceğiz ?

Cevap çok acil !

Aksi halde, o sokak röportajları da hiç bitmeyecek, öfkesine sahip çıkamayanlar da, tutuklamalar da...

Tamam da, nereye kadar...

Düşünün...