Kadere Bak!
Takvimler 26 Mayıs’ı gösteriyor…
Tam bir yıl önce bugün, Mersin Stadı’nda tarih yazmıştı Hatayspor..
Çaykur Rizespor’u 2-0 mağlup ederek, Süper Lig’de kalmayı başarmıştı. Ama bu, sıradan bir galibiyet değildi.
O maç, bir kentin yeniden ayağa kalkışıydı.
6 Şubat depreminin küllerinden doğan bir şehrin, yeniden nefes alışını simgeliyordu.
Hatay yanmıştı, yıkılmıştı…
Ama o gün, o 90 dakika, Hataylılar için sadece futbol değil, umuttu.
Teknik Direktör Özhan Pulat son 4 maçta takımı devralmış, belki de imkânsız denileni başarmıştı.
Ligin dibine demir atmış bir takımı alıp, direnişin ve inancın timsali yapmıştı.
Ve o gün Mersin’de sadece bir maç kazanılmadı, Hatay kazanıldı.
O gün tribünlerde gözyaşları sevinçle karıştı.
Ligde kalmak, şampiyonluk kadar değerliydi o insanlar için.
Çünkü o gün, hayata tutunmanın adıydı: Hatayspor!
Ama bugün…
Yine 26 Mayıs…
Yine Mersin…
Ve bu kez bambaşka bir hikâyenin eşiğindeyiz.
Bir yıl önce umutla sarıldığımız o stadyum, şimdi veda yerine dönüşüyor.
Bu akşam Hatayspor, Süper Lig’deki son iç saha maçına çıkacak.
Rakip Fenerbahçe…
Kendisi de şampiyonluğu kaybetmiş bir takım.
İki yenik ruh, iki yaralı camia, bir formalite maçında karşı karşıya…
Artık ligde kalma umudu kalmadı.
Son iki maç, sadece bir veda süresi…
180 dakikalık bir hüzün.
Bir yıl önce “hayattayız” diyen takım, bu yıl sessizce sahneden çekiliyor.
Ne garip, değil mi?
Aynı tarih… Aynı şehir… Aynı stat…
Ama duygular baştan aşağı farklı.
Geçen yıl zaferin, bu yıl vedanın tarihi.
Kaderin böylesi...