Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 112 defa okundu.

Antakya’dan Geriye Kalanlar… Bildiklerimiz, Söylenmeyenler…

Depremden hemen sonra, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un dediği şeydeyim bugün…

“Hatay ve Antakya için bir KÜLTÜR YOLU ROTASI oluşturacağız… Bu rotalar halindeki bütün tescilli yapıların TAMAMINI ayağa kaldıracağız... Tamamen yıkılmış olanları, kurtarabildiğimiz parçalarıyla birlikte, rekonstrüksiyon şeklinde ayağa kaldıracağız... Burada, yeni bir hikâye yazmamız gerekiyor, Antakya'ya ve Hatay'a... Bu hikâyenin de kültür, gastronomi ve turizm ağırlıklı bir hikâye olması gerekiyor…”

6 Şubat depremlerinin üzerinden 6 aydan uzun bir süre geçti… 

Sorunlar mı ?

Devam ediyor !

Peki, ne zaman, bir şeyler için DÜZELMEYE BAŞLADI demeye başlarız ? Tarihi ve kültürü itibariyle DÜN hikayesinde binlerce yıl biriktiren bir kent için en çok da ! Bilmeyenler için bir şeyin altını özenle çizelim ilk önce ! Hatay bölgesindeki 1109 tescilli yapıdan 720’si Antakya’da bulunuyor ! Sürekli ANTAKYA dememizin bir nedeni de bu ! 

Hatay coğrafyasının AMİRAL GEMİSİ olduğundan en çok da !

Geçenlerde, tarih ve kültür başlığında, Türkiye’de önemli makamlara gelmiş bir isimle konuşurken, Antakya’nın, depremde ZARAR GÖRDÜ MÜ GÖRMEDİ Mİ başlığında bir türlü gerçeğine ulaşamadığımız Arkeoloji Müzesi’ne geldi sohbetimiz… Denilene göre, ZARAR çok ! Hem yapısal olarak hem de içerideki eserler bağlamında ! 

Dün de bugün de merak ettiğimiz, zararın boyutu…

Kaç heykel kırıldı, mesela !

Kaç mozaik  zarar gördü ya da !

Sergilenen eserlerin ne kadarı başka müzelere gönderildi ya da depolara kaldırıldı  kısmı da cabası tabi !

Bakan konuştuğunda, farklı şeyler söylemişti, hatırlıyoruz…

Ardından Müze Müdürü konuşmuş, çok farklı şeyler paylaşmıştı, bunu da hatırlıyoruz…

Konu, KİM HAKLI ya da KİM DOĞRU SÖYLÜYOR noktasında değil, ama gerçeği paylaşmak niye hep çok ağır ve zor geliyor ? Sahi, “Evet, müzemiz zarar gördü, şu kadar da hasar var” demenin kime, ne gibi bir zararı olabilir ki ? “Envanterdeki eski Roma eserlerinin şu kadar kısmını müze zarar gördüğü için başka müzelere aktardık” demek, nasıl bir imaj kaybı yaratabilir ki ?

Konuştuğum, ilgili / bilgili / yetkili kişi gibi çok insan zaten neyin ne olduğunu biliyor !

Ama ne yazık ki, bilenin konuşmadığı, herkesin bir diğerine kaş göz işareti yaparak susturduğu bir ülke olduğumuzu da !

Bunu niye mi söylüyorum ?

Bakanlık tarafından 9 Şubat’ta yapılan ilk açıklamada, mozaik koleksiyonuyla “dünya birincisi” olan Antakya Arkeoloji Müzesi’nin sadece bir bölümünde hasar olduğu belirtilmiş, barındırdığı eserlerde ağır hasar olmadığı bilgisi aktarılmıştı, müzenin de yakında hizmete açılmasının hedeflendiği açıklanmıştı…

Sorun şu ki,

…gerçeğimize ne kadar sert bir şekilde dokunabilirsek, o kadar hızlı iyileşebileceğiz ! Bir şeyleri YOK sayarak ya da üstünü KAPATARAK iyileşemeyeceğimizi, geçmiş tarihimizin acılarından öğrenmiş olmamız gerekiyor ! Mesela, Hatay Cumhuriyeti döneminde, kentin, Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı alınmasına tanıklık etmiş tarihi Hatay Meclisi Binası’nın yerle bir oluşunu konuşmadık hiç ! Halbuki yeni bir restorasyon sürecinden çıkmadı mı o ve hemen yanındaki Adalı Konağı ? Güçlendirme yapılmadı mı her iki binada da ? 

Cevap EVET’se, bugünkü tozu dumana karışmış halleri ne ?

Aynı şey, restorasyonları da güçlendirme çalışmaları da yakın dönemde yapılmış Habib-i Neccar Cami ve depremden sonra taş taş üstünde kalmayan Ulu Cami için de geçerli ! Değil mi ? Yıkılan apartmanların müteahhitlerini konuşan bizler, bu yapıların resmi kurumsal sorumlularını niye hiç konuşmuyoruz ?

Günün özetinde,

…bildiklerimiz var !

Bir de bilmediklerimiz !

Bizlere söylenmeyenler !

Söylenmek istenmeyenler !

Konuşmak isteyen ?