Çivi ya da yapıştırıcı kullanılmadan, geçme sistemiyle birleştirilen küçük ahşap parçalarla oluşturulan Kündekâri sanatı, yüzyıllardır geleneksel Türk el işçiliğinin en özgün örneklerinden biri olmayı sürdürüyor. 13. yüzyıldan itibaren Selçuklu mimarisinde yer bulmaya başlayan bu nadide sanat, Osmanlı döneminde ise zirveye ulaştı. Günümüzde ise Hataylı kündekâri ustası Ayhan Çiçek’in özverili çalışmalarıyla yeniden hayat buluyor.

Ayhan Çiçek Somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı Kündekâri Kültür ve Turizm Bakanlığı devlet sanatçısı .
Sanata olan ilgisi çocuk yaşlarda başlayan Çiçek, ilkokul yıllarında taş yontma ustası olan dedesinin yanında bu dünyaya ilk adımını attı. Eğitim hayatıyla paralel olarak Kündekâri ustasının yanında yetişen Ayhan Çiçek, daha o yıllarda geleceğin başarılı bir sanatçısı olacağının sinyallerini veriyordu. Mobilya üzerine eğitim aldığı Meslek Lisesi'nden mezun olduktan sonra kendi özgün tasarımlarını üretmeye başlayan Çiçek, deneyimini ve yeteneğini her geçen gün geliştirdi.
Sanata olan tutkusu onu daha da ileriye taşıdı. 35 yaşında Antakya Meslek Yüksekokulu Mobilya Dekorasyon Bölümü’ne başlayan Çiçek, ardından Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nü de başarıyla tamamladı. Eğitim hayatı boyunca kazandığı bilgilerle sanatsal üretimini zenginleştiren Çiçek, ustalarından öğrendiklerini akademik bilgilerle harmanlayarak önemli çalışmalara imza attı.
Ancak 6 Şubat’ta meydana gelen ve “asrın felaketi” olarak anılan büyük deprem, Hatay’da olduğu gibi Ayhan Çiçek’in yaşamında da derin yaralar açtı. Sevdiklerini, anılarını ve atölyesini kaybeden Çiçek’in yılların emeği olan eserleri ve tüm malzemeleri enkaz altında kaldı. Buna rağmen sanatından vazgeçmeyen Ayhan Çiçek, yeniden kurduğu atölyesinde sıfırdan başlayarak Kündekâri sanatını yaşatmaya devam ediyor.
Bugün, Hatay’da kurulan Kültür ve Sanat Çarşısı’nda diğer sanatçılarla birlikte çalışmalarını sürdüren Çiçek, sadece Türkiye’de değil; Suudi Arabistan, Katar, Endonezya, İran, Ürdün ve Çin gibi ülkelerde de eserlerine yer buluyor. Sanatının inceliklerine değinen Çiçek, milimlik hesapların önemini vurguluyor: “Yapılan en küçük hata, çalışmanın en baştan yapılmasına sebep olabilir.”
Kündekâri sanatını yaşatmanın yanı sıra onu günlük yaşama da taşımayı hedefleyen Ayhan Çiçek, sehpa gibi dekoratif ürünlerle geniş kitlelere ulaşmayı amaçlıyor. En büyük arzusu ise bu köklü sanatı genç nesillere aktarabilmek. Bu hedef doğrultusunda durmaksızın çalışan Çiçek, Kündekâri’yi gelecek kuşaklara miras bırakmak için elinden gelenin fazlasını yapıyor.