İYİ Parti Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin, 28 Mayıs 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Diyanet İşleri Başkanlığı’nı sert sözlerle eleştirdi. Görüşülmekte olan yasa maddesine genel olarak olumlu yaklaştıklarını belirten Çirkin, özellikle dini yayınların denetimi ve denetimi gerçekleştirecek kurumlar konusunda çekincelerini dile getirdi.

Çirkin, dini yayınların vatandaş talebine göre değil, doğrudan Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından resen denetlenmesi gerektiğini vurgularken, özel kişi ve kurumların bu süreçte görev almasını da sakıncalı bulduklarını belirtti. “Din İşleri Yüksek Kurulu’nun denetiminden geçmeyen çalışmalar toplumda tartışmalara neden olur” diyen Çirkin, Diyanet’in tarafsız ve kapsayıcı bir kurum olması gerektiğine dikkat çekti.
Milletvekili Çirkin konuşmasında, bazı din görevlilerinin deprem sonrası Hatay’da yaptığı açıklamaları da sert bir dille eleştirdi. “İmamı depremde cenazelerin kokup kokmadığını konuşur; vaizi ise Hatay’ın Fransızlar tarafından işgal edilmesini kutsar, 'Hatay Araplarındır' der,” ifadelerini kullanan Çirkin, Diyanet’in bu kişilere yalnızca soruşturma açmakla yetindiğini, görevden almaların ise gerçekleşmediğini söyledi.
Hatay’daki Arap yurttaşların Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Çirkin, “Bu Arapların kendisi Türk milletinin bir ferdi olduğunu söyler. Hiçbir zaman ‘Hatay Araplarındır’ dememişlerdir. Aynı Aleviler gibi Hatay'ın kurtuluşuna emek etmiş, yüksek vatan sevgisiyle donanmış insanlardır,” dedi.
Ayrıca, Kur’an kurslarında görev yapan fahri eğiticilerin düşük ücretle ve sigortasız çalıştırılmasına da dikkat çeken Çirkin, “Bu devasa bütçenin içinde bu ücretler haramdır. Bu kul hakkıdır” diyerek Diyanet’e çağrıda bulundu.
-“Hatay’da Buğday Tarlada Kaldı, Çiftçi Kuraklıkla Boğuşuyor”-
İYİ Parti Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin, 29 Mayıs 2025 tarihli Genel Kurul konuşmasında hem TENMAK (Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu) hakkında eleştirilerde bulundu hem de Hatay’daki tarımsal sorunlara dikkat çekti.
Çirkin, geçmişte önemli bilimsel çalışmalar yapan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü ve Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü gibi kurumların kapatılıp TENMAK bünyesinde toplanmasını “uzmanlık alanlarının zayıflatılması” olarak nitelendirdi. Ayrıca bu yeni kurumun Cumhurbaşkanına bağlanmasını da eleştiren Çirkin, “Hiç olmazsa bir bakana bağlı olmalıydı. Cumhurbaşkanının yükü zaten fazla” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının devamında Hatay’daki tarımsal kuraklığa dikkat çeken Çirkin, “Dün pamuk ektik, bugün suluyoruz. Halbuki üç ay sonra sulanması gerekir. Bu da çiftçinin maliyetini iki katına çıkarıyor” dedi. Derin kuyularla sulama yapan Amik Ovası’ndaki çiftçilerin büyük zararla karşı karşıya olduğunu belirten Çirkin, buğday üretiminde de ciddi düşüş yaşandığını söyledi.
“Hatay’da birçok çiftçi buğdayını biçmiyor çünkü biçim ücreti ürünün değerini kurtarmıyor” diyen Çirkin, bu tablonun çiftçiyi üretimden uzaklaştırdığını ifade etti. Geçmişte benzer bir konuşma sonrası dönemin Tarım Bakanı Mehdi Eker’in Hatay’ı afet bölgesi ilan ettiğini ve borçların ertelendiğini hatırlatan Çirkin, “Bugün aynı sonucu alamayacağız çünkü o zaman milletvekillerinin bakanlarla doğrudan teması vardı” diyerek Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ni de eleştirdi.
Son olarak buğday fiyatlarına ilişkin beklentilerin düşük olduğunu vurgulayan Çirkin, kuraklık nedeniyle çiftçilere en az 7 TL prim desteği verilmesi çağrısında bulundu.