Asrın felaketi olarak anılan depremin ardından yerle bir olan kadim şehir Antakya, binlerce yıllık tarihî ve kültürel mirasıyla sanata ilham olmaya devam ediyor. Antakya’nın derin ruhu ve hafızası, artık sadece eski fotoğraflarda değil, lazer yakma tekniğiyle hazırlanan ahşap tablolarda yeniden hayat buluyor.

Sanatçı İsmail Demirel’in elinden çıkan bu özel eserler hem geçmişe duyulan saygının hem de geleceğe dair umutların sembolü olarak öne çıkıyor. Ahşaba sanatsal bir dokunuşla hayat veren Demirel, lazer teknolojisiyle en ince ayrıntılarına kadar işlediği tablolarında Habib-i Neccar Camii, Ortodoks Kilisesi, Meclis Binası, Affan Kahvesi gibi Antakya’nın simge yapılarının yanı sıra birçok tarihî ve kültürel görsele yer veriyor.
Demirel, tabloları gören insanların büyük bir hayranlık ve özlemle Antakya’ya baktığını belirtiyor. Antakya halkı için umut ve direnişin sembolü haline gelen bu eserlerin sayısı arttıkça bir sergi açmayı planladığını dile getiriyor.
Bu özel çalışmayla birlikte, Antakya'nın hafızası sadece zihinlerde değil, ahşap üzerinde de yaşamaya devam ediyor.